Yazılım dünyasının son yıllarda en çok konuştuğu iki konuyu masaya yatırdık. Cloud Computing ve SaaS kavramları konusunda merak edilenleri Workcube A.Ş. Başkan Yardımcısı Özlem Açıkel Turhan ile konuştuk. Bizce verimli bir röportaj oldu, Özlem Açıkel Turhan’a katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. . Umarız sitemizin değerli takipçileride röportajımızdan faydalanır.
Cloud Computing (Bulut Bilgi İşlem), internet üzerinden bir servis olarak sunulan bilgi teknolojileri kaynaklarının kullanımı ve geliştirimi olarak tanımlanıyor. Zaten son yıllarda yazılımların çoğunluğu web tabanlı olmaya başlamıştı. Bu kavram internette sunulan hizmetin ötesinde bize ne vaat ediyor?
Evet son yıllarda kurumsal yazılımlarda ciddi bir biçimde web tabanlılığa kayış söz konusu. 2001 yılında Web tabanlı yazılım geliştiriyoruz diye yola çıktığımızda bize çılgın gözüyle bakanlar çok olmuştu. O zamandan bu zamana yazılım pazarında çok şey değişti. Elbette ki internetin yaygınlaşması bu değişimin temel dinamosu oldu. Aslında web tabanlı ve Cloud Computing diye bir ayırım yok. Cloud Computing Web Tabanlı yazılımları veya IT kaynaklarını müşteriye sunma biçimlerinden biri.
Web Tabanlı Yazılımları işletmeler iki türlü edinme şansına sahiptir. Bunlardan biri On-Premise dediğimiz yazılımı satın alma ve şirketin kendi bünyesinde barındırma yöntemi. Diğeri de On-Demand dediğimiz yazılımın başka yerde barındığı, sizin sadece erişip kullandığınız ve süre, kullanıcı sayısı ve kimi çözümlerde oluşturduğunuz veri büyüklüğü ile ilişkili olarak aylık bazda kira bedelleri ile kiraladığınız yöntem. Web tabanlı demek tüm kullanıcıların internet bağlantısının olduğu her yerde browser üzerinden yazılımı açıp kullanabilmesi demek.
Web tabanlı yazılımı doğrudan satın aldığınızda bunu kendi bünyenizde veya sizin tarafınızdan bir Data Center’dan kiralanan bir server üzerine kurarsınız. Yani yazılımın barındırma, işletim sistemi, veri tabanı, uygulama sunucusu gibi altyapı yatırımlarını sizin yapmanız gerekir. İsterseniz bu yöntemle satın aldığınız bir yazılımı örneğin ERP yazılımınızı sadece lokal ağınız üzerinde de kullanabilirsiniz. Yine herkes browser ile sisteme erişir ancak bu kişiler lokal ağa bağlanan çalışanlarınız olabilir.
Her iki yöntemin de avantajları ve dezavantajları mevcut.
On-Premise yöntemi daha çok orta ve büyük ölçekli şirketler için doğru ve gerekli. Avantajı ise yazılımın sadece size ait olması. Bu sayede şirketinize göre belli özelleştirmeleri yapma ve ihtiyacınızı %100 karşılama şansına sahip oluyorsunuz. Bu bir evi satın alıp onu ihtiyaç ve isteğinize göre döşemeye benziyor aslında. Tabi bu yöntem, On-Demand dediğimiz diğer adı ile SaaS (Software As A Service) yöntemine göre daha maliyetli. Hem yazılımı satın alıyorsunuz, hem alt yapı yatırımlarını yapıyorsunuz, hem işletmenize özelleştirmek için ciddi bir proje dönemi geçiriyorsunuz, hem bu yazılımı şirketiniz bünyesinde sürekli olarak desteklemek için insan kaynağınız olması gerekiyor. Ayrıca satın aldığınız yazılımı yeni versiyona yükseltmek için upgrade bedeli ödemeniz gerekiyor.
SaaS yönteminde ise yazılımı kullanmak için sadece internete bağlı bir bilgisayarınızın olması yeterli. Yazılım tedarikçinin sunucularında barındığı için herhangi bir ek yatırım maliyeti oluşmuyor. Kullandığınız kadar ödüyorsunuz. Ayrıca yazılımın yeni versiyonlarını hiçbir ek bedel ödemeden kullanma garantisi de alıyorsunuz. SaaS yönteminin dezavantajı yazılım nasıl ise öyle kullanmak durumunda olunması. Çok fazla özelleştirme imkanınız yok. Ayrıca internet üzerinden kiralanan bu yazılımlar öğrenmesi ve işletmeye uyarlaması zor yazılımlar olmaması gerektiği için genellikle işletmelerin çok temel ihtiyaçlarına cevap veriyor. Çok derin veya dikey sektörlerde uzmanlaşmış yazılımlar değil henüz. Elbette bu yazılımları size kiralayan tedarikçiler de işletmenize özel belli özelleştirme hizmetleri veriyor ama sonuçta kiraladığınız bir yazılıma ciddi adam/gün bedelleri ödeyerek fazla da yatırım yapmak özellikle orta ve büyük ölçekli işletmeler için pek de cazip değil. Şu anda pazarda sunulan yazılımları da göz önüne aldığınızda düşük maliyetleri ile kolay öğrenilip kullanılabilen SaaS çözümlerinin daha çok mikro ve küçük ölçekli işletmeler için uygun olacağı hatta en doğru yöntem olacağı görüşündeyim. Çok az bedellerle pek çok yönetimsel sorunlarını çözebilirler. İleride elbette daha derin ve daha kompleks yazılımlar da pazara sunulacak ve bu kullanım biçimi orta boy işletmelere de kayacak.
Bu sistemde işletmelerin IT için ayırmaları gereken finans ve iş gücü kaynağı gerçekten düşer mi? Bu konuya IT çalışanları kızacaktır. Aslında biz bunu şöyle mi okuyalım her işletmeye yine IT personeli gerekli olacaktır ama işleri hafifleyecek ve kendilerini aşan karmaşık işlerle boğuşmak zorunda kalmayacaklarıdır. Siz bu konuyu biraz daha açabilir misiniz?
Kesinlikle hem finansal açıdan hem de kurum içinde IT iş gücü ihtiyacı açısından ciddi bir düşüş söz konusu olacaktır. SaaS modelinde yazılımın barındırılması, sürekli erişime açık olması, kesintisiz işlemesi sizin sorumluluğunuzda değil. Bu hizmeti sağlayan tedarikçilerin büyük çoğunluğu yazılımın belli oranda kesintisizliğini size garantiliyor yaptıkları sözleşmelerle. Zaten yazılımı hizmet olarak alıp kullanan, kullanacak işletmelerin büyük çoğunluğu küçük ve mikro işletmeler olacaktır. Baktığımızda bu işletmelerde bir IT birimi olduğunu söyleyemeyiz. Bu açıdan bir kayıp söz konusu olmayacaktır. Aksine Pazar genelinde yazılıma, teknolojiye ne kadar çok işletme yakınlaşırsa ne kadar çok alışırsa IT çalışanlarının iş bulma potansiyeli o oranda artacaktır bile diyebiliriz. Ayrıca yazılım, server, barındırma v.b. kompleks işlerin ötesinde kullanıcı terminalleri, network ağları, iletişim sistemlerinin gitgide kompleksleştiği düşünüldüğünde şirket içinde veya dışında IT çalışanlarına ihtiyaç her zaman vardır.
Yükün çoğu hizmet sağlayıcıya geçecekse sizce yazılım firmaları bu hizmeti vermeye hazır mı? Bu hizmeti alacak işletme hizmeti sunan firmada hangi kriterleri aramalıdır?
Yazılım firmaları zaten büyük oranda bunu internet ve veri barındırma hizmet sağlayıcıları ile işbirliği içerisinde yapıyorlar. Yazılım firmasına düşen temel yük ürünü geliştirmenin yanı sıra, kullanıcıların taleplerine cevap verecek ciddi bir call center yapılanmasına girmek ve kullanıcının sistemi öğrenmekte, problemlerini çözmekte kullanabilecekleri çok güçlü yardım içerikleri ve dokümanları oluşturmak.
Ben bu konuda hizmet almak isteyenlere, hizmet alırken yazılım tedarikçisinden mutlaka sistemin kesintisiz şekilde ( ki dünyada bu oran %99,5’tur) çalışır, up-time durumda olacağına dair garantiler istemelerini ve bunu sağlamak için ellerindeki teknolojik altyapıyı ve uygulamaları incelemelerini öneririm.
Güvenlik endişesi sadece verilerin firma dışında tutulması mı? Veriler işletme içinde tutulduğunda güvende miydi?
Harika bir soru. SaaS’ta en büyük endişelerden biri verilerin güvenliği. Aslına baktığınızda günümüzde pek çok işletmenin verisi kendi bünyesinde değil. Data Center’larda. Bunun yazılım kiralamadan bir farkı yok. Orada da sunucu kiralıyorsunuz. Ya da verileriniz kendi sunucunuzda, çalışanınızın bilgisayarında barınıyor. Bu durumda çoğu işletme elemanı ile iş sözleşmesi bile yapmadığı için kötü niyetli davranışlara kurum içerisindeki sistemler daha açık olabiliyor ve işten çıkan çalışan belki de pek çok veriyi sistemden silerek işini aniden terk edebiliyor. Öbür durumda en azından karşınızda hesap soracağınız veya zararınızı tazmin edeceğiniz bir kurum var. Bana veriyi dışarıda barındırmak daha güvenilir geliyor bu anlamda. Şunu da özellikle belirtmek gerek SaaS modelinde de tüm veriler yazılımı kullanan müşteriye ait ve çok ciddi güvenlik kalkanları ile korunuyor. Siz eğer bugün kiraladığınız yazılımı kullanmaktan vazgeçerseniz o yazılıma kaydettiğiniz tüm verileri belli formatlarda derhal tedarikçiden alabiliyor ve yolunuza başka bir yazılım firmasıyla devam edebiliyorsunuz. Bu konuda SaaS anlaşmalarında ciddi koruma sağlayan maddeler mevcut. Ve yazılım firması size verilerinizi teslim eder etmez bu verileri isteğiniz üzere yok edeceğinin garantisini de size veriyor.
Teknoloji güvenliği açısından baktığımızda, online bankacılık uygulamaları ciddi oranda yaygınlaştı. Bu tip finansal online işlemlerin güvenliğini sağlamak için tüm dünyada her geçen gün yepyeni güvenlik teknolojileri üretiliyor. Web tabanlı yazılım tedarikçileri de kendi yazılımlarında geliştirilmiş en son güvenlik teknolojilerini tıpkı bankalar gibi kullanıyorlar. Yani eğer bankanızın internet bankacılığı hizmetlerinden faydalanıyorsanız, aynı güvenliği kiraladığınız veya satın aldığını web tabanlı yazılımda da bulacağınızdan emin olabilirsiniz.
Software As a Service (SaaS) bu kavramada özellikle yurt dışında son makalelerde çok kullanılıyor. Bulut Bilgi İşlem ve SaaS aynı şeylerden mi bahsediyor?
Cloud Computing internet üzerinden kiralanan tüm teknolojik hizmetleri kapsayan şemsiye kavram diyebiliriz. Cloud Computing’in farklı kategorileri var. Bunlardan biri SaaS (Software As A Service)– Yani yazılımın bir hizmet olarak sunulması. Bu yazılımların içerisinde ERP, CRM yazılımlarından, güvenlik yazılımlarına pek çok farklı tür mevcut.
Diğeri PaaS (Platform As A Service) – Bu da şirketiniz için merkezi donanım, işletim sistemi, depolama ve network kapasitesini internet üzerinden kiralayarak kullanmanız demek. Bu modelde müşteri bir sanal sunucu ve onun işlemesi için gereken tüm fonksiyon ve bileşenleri (load balancing, fire wall v.b.) internet üzerinden kiralayarak kullanıyor. Ayrıca Platform As A Service, yazılım geliştirimcilerin hizmeti kiralayarak sistem üzerinde her türlü kendi özel yazılımlarını geliştirebildikleri platformları da ifade ediyor. Bir de IaaS (Infrastructure As A Service) var, bu da aslında PaaS’a çok benziyor IaaS modelinde de yine bilgi işlem altyapısını kiralıyorsunuz işletim sistemi hizmeti işin içinde olmuyor. Aslında bu iki kavram konusunda kafalar biraz karışık çünkü git gide her iki kavramın tanımı birbirine çok yaklaşıyor.
Özetle SaaS da, PaaS da, IaaS da Cloud Computing’in alt kümeleri.
Bu sistemi sadece login olarak kullanabilsekte eskiden olduğu gibi eğitim ve danışmanlığa ihtiyaç duymayacak mıyız?
Elbette bu yazılımın kapsam olarak genişliğine ve fonksiyonlarının derinliğine bağlı. SaaS olarak sunulan yazılımlar gitgide daha kapsamlı hale geliyor bu da beraberinde eğitim ve hatta kuruma özel uygulamalar için danışmanlık ihtiyacını artıracaktır. Ancak şu anda dünyadaki uygulamalara baktığımızda çok da fazla eğitim ve danışmanlık ihtiyacı olduğunu söyleyemeyiz.
Hızlı bir sistem olarak görünüyor, ancak sunucular ve bağlantılar bu hıza ayak uydurabilecek mi?
Bant genişlikleri veri barındırma kapasiteleri, sunucuların performansı her geçen gün artıyor. Ayrıca yazılımı binlerce müşteri kullanıyor olsa da geri planda Clustering uygulamaları ile uygulama sunucularına düşen yük paylaştırılabildiği için bu konuda pek sorun yaşanmayacağını düşünüyorum.
Birde şu konu var işletme içinden veri toplayan sistemler de bilgileri sunucuya göndermek zorunda kalacak, bu tarz işletmelerin işi daha karmaşık hale gelmez mi? Ya da bu sistem bazı firmalar için daha uygun bazıları için değil midir diyeceğiz? Örnek ticaret firması ile üretim firması aynı kolaylıkta ve yüksek verimde sistemi kullanabilecek mi?
SaaS modeli daha önce de dediğim gibi daha çok mikro ve küçük ölçekli işletmeler için uygun. Ciddi biçimde üretim yapan orta ve büyük boy işletmeler yazılımı kiralasalar da SaaS ile sunulan ERP çözümleri için danışmanlık ve ek geliştirim hizmetleri almak durumunda kalacaklardır.
Bildiğimiz kadarıyla Cloud Computing farklı kategoride hizmet sunuyor, Türkiye’de öncelikli olarak hangi kategori tercih edilecek veya hali hazırda daha fazla talep edilen hangisidir?
Dünyada ERP’nin ve tüm diğer kurumsal yazılımların gelecekteki Pazar öngörülerinde en hızlı gelişen alanın SaaS olacağı tahmin ediliyor. Türkiye henüz Amerika ve Avrupa kadar olmasa da Cloud Computing’in yeni yeni konuşulduğu ve genişlediği bir Pazar. Pazardaki tüm oyuncuların iş dünyası nezdinde oluşturacağı farkındalıkla doğru orantılı olarak Türkiye’de de bu Pazar gelişecek. Ama hala Türk iş mantığı “benim verim benim bünyemde olmalı” düzleminde.
ERP3 dediğimizde tüm bunları mı düşüneceğiz, yoksa ERP3 bu konuştuklarımızın daha da fazlasını mı ifade ediyor?
ERP 3 farklı bir şey Cloud Computing farklı bir şey. ERP3 çözümünüzü ister satarsınız ister kiralarsınız. ERP3 ürünü, Cloud Computing bu ürün pazara sunma yöntemlerinden birini ifade ediyor. Cloud üzerinde ERP de sunabilirsiniz, CRM de, İK çözümü de.
Sorular: ERPUZMANI.com tarafından hazırlandı.
Cevaplar: Özlem Açıkel Turhan / Workcube A.Ş. Başkan Yardımcısı / www.workcube.com
Paylaşım için teşekkür ederiz, son derece bilgilendirici.
ERP’nin bu teknoloji ile sunulmuş olması küçük işletmeler için bulunmaz bir fırsat diye düşünüyorum.