21. Yüzyıl Anadolu Yönetim Anlayışı

Please follow and like us:

Anadolu yönetim anlayışının temelini adalet ve paylaşım oluşturur. Eğer bir ortamda adalet sağlanırsa problemler en aza iner ve yönetim kolaylaşır. Paylaşım sağlanırsa sorumluluk duygusu artar. Paylaşım ve adalet hem yönetimde hem de kazançta sağlanmalıdır.

Adaleti sağlamanın kriteri nedir?

Adalet vicdanların ortak bir noktada ittifak etmesidir. Büyüklerimiz “Aklın yolu birdir.” derken vicdanların ortak yolunu göstermişlerdir.

Yönetimde ve kazançta paylaşım ne demek?

Paylaşım üzerine kurulan yönetim anlayışı işlerimizi kolaylaştıracak ve birilerinin ben olmazsam her şey biter anlayışına son verecektir. Kurumsallığında olmazsa olmazı işlerin kişilere bağlı olmadan belli kriterler ölçüsünde yürütülebilmesidir. Yani işi yapan ayrıldığında yerine işe başlayan hiç zorluk çekmeden yarım kalan işler de dahil tüm işleri sorunsuz yürütebilir. Yönetim paylaşımının sağlıklı çalışması için kazancında adil paylaşılması şarttır. İşleriniz bozulduğunda çalışanınızdan bazı konularda hoşgörü istiyorsanız, kar ederken de onlara bunu hissettirmeniz gerekmektedir. Kar paylarından belli bir oran çalışana yansıtılmıyorsa o firma uzun süre aynı ivmeyle hareket edemez. Yani işletmemizde gerçek adalet kazancında paylaşımı ile olur.

Yönetimde inovasyon nasıl olmalı?

Yönetim anlayışında dünyanın geldiği son nokta en küçük birimde sürekli yenileşmedir (inovasyon). En küçük birimden kasıt bir bant veya istasyon değil işletme bünyesinin en küçük parçası yani fert olarak çalışandır. En küçük birimin sorumlusu yani işçi hem işini geliştirmeli hem kaliteyi artırmalı hem de o işi daha az masrafla yapabilmenin yollarını bulabilmelidir. Ayrıca gerektiğinde iş yapış tarzında yöntem değişikliğine gidebilmelidir. Bu eylemleri yapacak kişi yüksek sorumluluk bilinci kazandırılmasıyla ve eğitimle yetişebilir. En küçük birimin sürece katılımı sağlandığında işin tatmin gücüde artacaktır. Kişi yaptığı işten mutluluk duyacak ve eskinin robot insan anlayışı kırılarak tüm özellikleri ile lider insan ön plana çıkacaktır.

Sorumluluk alabilen işçi yetişebilir mi?

En küçük birimin büyük bir organizasyon gibi tüm unsurları bünyesinde toplaması ancak sorumluluk bilincinin gelişmesiyle gerçekleşir. Sorumluk bilincinin geliştirilmesinin yolu ise mesleki eğitim ve kazanç paylaşımıdır. Kişi yeterli eğitimi aldığında ve o işi daha iyi yaptığında kendisinin de kazanacağını bilirse elinden gelenin en iyisini yapacaktır. Bu durum kişiye hem manevi hem de maddi doyumu sağlayacaktır.

Mesleki Eğitim nasıl olmalı?

Günümüzde usta çırak ilişkisine azami derecede ihtiyaç duyulmaktadır. Eğitimin örgün kısmının sınırlılıkları bugün daha fazla ortaya çıkmıştır. Okul dışı eğitimin öneminin konuşulduğu, örtük öğrenmenin tartışıldığı günümüzde eskinin mesleki eğitimiyle çağdaş bulgular harmanlanarak kaliteli ve ahlaklı adamlar yetiştirmenin yolları aranmalıdır. Bir usta işin sadece nasıl yapılacağını göstermez, işi öğretirken kendinde oluşan yazıya aktarılması imkansız bilgileri de aktarır. İyi yetişmiş ustanın kalfası ve çırağı da iyi yetişecektir. Eskilerin senin ustan kim demesinin sırrı da bu noktadadır. İşletme bir okul olarak düşünülürse ileride yetişmiş sorumluluk alabilen personel sıkıntısı çekilmez.

Kurumsallaşmada İnsan faktörünün önemi?

Kurumsallaşmanı merkezinde insan faktörü vardır. Diğer kaynaklar insana göre şekillenir. En basit örnek kasiyerin yapmacık gülüşü veya zordan dediği merhaba müşteri için sadece olumsuz etki yapar. Kurumsallaşmayı sadece bir yazılımdan ibaret görenler verileri toplayabilirler- o da doğru veri girecek kapasitede insan kaynağı varsa- bu verileri işleyebilirler, belli sonuçlara ulaşabilirler; ancak bu veriler bizi kurumsallaştırmaz.

Öncelikle kurumsallaşma şartı insan kaynağı başta olmak üzere tüm kaynakların doğru ve adil yönetimidir.

Bugünün en iyi sistemi kendi sorumluluğunun bilincinde küçük birimlerin birleşmesiyle oluşan büyük organizasyondur. Kurumsallaşmanın zirvesi de her küçük birimin kontrol edilebilir ve sürekli yenileştirilebilir olmasıdır. Kısaca sorumluluk, eğitim, adalet, paylaşım kavramları organizasyonun vazgeçilmezi olduğunda hem yönetim hem de denetleme kolaylaşır.

Sonuç olarak kurumsallaşma işletmenin vazgeçilmezi insan unsurunun geliştirmesiyle gerçekleşir. İşletmeyi yükseltmenin yolu İnsanı yükseltmekten geçer bunun için ahlak, kalite, sorumluluk bilinci… ve benzeri değerler planlı eğitim ve teşvik yöntemleriyle arttırılmalıdır. Anadolu özü itibariyle mayasında ahlak ve kaliteyi barındırmaktadır. “Batıya bakmaktan boynu tutulmuşlar”ın göremediği 1300’lü yıllarda işletmelerimizde ahilik kültürüyle bu anlayış gelişmiştir, kesintilere uğrasa da yürünecek yol ve hedef olarak insanımızın önünde engin ufuklar açmaya devam etmektedir.

Eğer japonya ABD’den kendisine kalite dersi vermeye gelenlerin söylediklerini yeterli bulsaydı ve kalite anlayışını kendi özgün kültürüyle yoğurmasaydı, daha sonra ABD’nin yönetim sistemi anlatıcıları onlardan ders almaya gelir miydi? Bu sorunun cevabı “21. Yüzyıl Yönetim Anlayışı”nda söz sahibi olmak istiyorsak neler yapmamız gerektiğinin cevabının ipuçlarını verebilir.

www.erpuzmani.com (Alıntılarda linkli kaynak verilmesi zorunludur.)

Savaş Özmeriç / Mesleki Eğitim Uzmanı

Etiket(ler): .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir cevap yazın